KARTALKAYA'DA YANGIN FACİASI

 



Kartalkaya'daki yangın faciası, ne yazık ki Türkiye'de sıkça karşılaştığımız bir senaryonun acı bir tezahürü. Büyük bir kayıp yaşandı, ancak daha da önemlisi, bu tür olaylardan ders çıkarma konusunda ciddi eksikliklerimiz olduğu bir kez daha ortaya çıktı.

Yangının ardından yapılan incelemelerde, alınması gereken tedbirlerin eksik olduğu, yangın güvenliği konusunda yeterli hassasiyetin gösterilmediği tespit edildi. Bu durum, Türkiye'de yaşanan benzer olaylarda da sıkça görülen bir tablo. Depremler, sel felaketleri, yangınlar... Her büyük felaketin ardından bir süre gündemde kalıyor, ardından unutulup gidiyor. Tıpkı bir döngü gibi, aynı hatalar tekrar tekrar yapılıyor.
Bu durum, toplumda psikolojide "öğrenilmiş çaresizlik" olarak adlandırılan bir sendromun varlığını düşündürüyor. Büyük felaketler karşısında bireyler ve toplum olarak çaresiz hissetmeye başlıyor, "zaten bir şey yapamayız" düşüncesi hakim oluyor. Bu durum, hem bireysel çabaları hem de devlet politikalarını olumsuz etkiliyor.

"Öğrenilmiş çaresizlik" sendromu, bu bağlamda şu şekilde kendini gösteriyor:

Bireysel düzeyde: İnsanlar, yaşadıkları bölgenin riskli olduğunu bilseler bile, gerekli önlemleri almıyorlar. Çünkü "zaten bir deprem olursa yapacak bir şey yok" gibi bir inanışa kapılıyorlar.

Toplumsal düzeyde: Yetkililer, büyük felaketlerin ardından kısa süreli önlemler alıyor, ancak kalıcı çözümler üretmekte zorlanıyorlar. Kamuoyu da bir süre sonra bu konudan sıkılıyor ve gündemden düşmesini sağlıyor.

Bu durumun sonuçları oldukça vahim:

        Can kayıpları: Alınmayan önlemler nedeniyle daha fazla insan hayatını                kaybediyor.

       Maddi kayıplar: Felaketlerin yol açtığı maddi zararlar, toplumun                       kalkınmasını engelliyor.

        Psikolojik travmalar: Yaşanan felaketler, insanların psikolojisini olumsuz             etkiliyor.

Çözüm için neler yapılabilir?

    Farkındalık yaratmak: Toplumda felaket riskine karşı farkındalık yaratmak için sürekli çalışmalar yapılmalı.

    Eğitim: İnsanlar, özellikle çocuklar, küçük yaşlardan itibaren felaketlere karşı nasıl hazırlıklı olunacağı konusunda eğitilmeli.

Planlama: Belediyeler ve devlet, riskli bölgeler için detaylı afet planları hazırlamalı ve bu planları düzenli olarak güncellemeli.

     Uygulama: Hazırlanan planlar kağıt üzerinde kalmamalı, mutlaka uygulamaya geçirilmeli.

    Sorumluluk: Herkesin kendi sorumluluğunu alması ve felaketlere karşı hazırlıklı olması gerekiyor.

Kartalkaya yangını, bir kez daha gösterdi ki, felaketler karşısında sadece tepkisel davranmak yeterli değil. Proaktif olmak, önlem almak ve uzun vadeli çözümler üretmek zorundayız. Aksi takdirde, benzer acıları yaşamaya devam edeceğiz.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

TEŞEKKÜRLER PINAR İNANÇ AKAR

HARİKA TASARIMLAR - İREM SONALP